14 Eylül 2014 Pazar

Would You Rather Book Tag / Hangisini Seçerdiniz Kitap Mimi




   Merhabalar! Bir mim ile karşınızdayım bugün. Hayır, maalesef mimlenmedim. Ama Obur Kitaplık'ta dolaşırken çoğu bloggerın yaptığı bu tagi  gördüm. Obur Kitaplık herkesi mimlemiş :) Ben de hemen üstüme alındım ve yapmaya karar verdim. 

   O zaman başlayalım!

1 - Çok kitaptan oluşan seriler mi tek kitap mı?

   Tek kitapları da çok severim yerine göre. Mesela Simyacı, Tanrının Unutulan Çocukları ve daha pek çok hayata farklı pencereden bakmamı sağlayan eserler tek kitap. Ama fantastik delisi biri olduğumdan, seri halinde olan fantastik kitapların tadından yenmediğini düşünüyorum :) Distopik kitaplar için de aynı şey geçerli. Serilerde kitaptaki olayın  daha iyi oturduğunu ve ana karakterin değişimini daha net görebiliyoruz bence. Bu sebeple seriler. 


2- Sadece kadın yazarları mı yoksa erkek yazarları mı okumak?

  Ouvv. Nasıl lanet bir soru bu böyle. Şimdi... Rick Riordan adında dahi bir adam var ortada. Percy Jackson'ın yaratıcısı. John Green diye bir sadist de var. Ve daha bir sürü müthiş erkek yazar. Amaaa eğer fantastik okuyucuysanız işler değişiyor. Kadın yazarların fantastik dünyayı daha iyi anlattığını düşünüyorum. J. K. Rowling, Suzanne Collins, Veronica Roth, Cassandra Clare, Jennifer L. Armentrout... Okuduğum türlere bakınca kadın yazarların yeni bir dünya yaratmada daha başarılı olduğu kanısına varabildiğimden kadın yazarlar diyorum.


3- Kitapçıya gidip kitap almak mı, internet üzerinden kitap almak mı?

   Kitapçıya gidip kitap almak çok güzel bir şey ama internetin de bir cazibesi var. Şu ana kadar internetten çok alışveriş yapmadım. Ama hem fiyatlar çok daha uygun, hem de ayağınıza kadar gelen kargo paketini açmak müthiş bir mutluluk. O paketini açacaksın, onları çıkaracaksın, sarılacaksın... Kitapçı da güzel ama ille de kendim gidip kitap almak istersem Tüyap'tan üstünü yok. E yılın her günü de Tüyap'a gidemediğimize göre... İnternet!


4- Film olan kitapları mı dizi olan kitapları mı?

   Sevdiğim kitaplar filme ya da diziye uyarlanınca hep korkuyla yaklaşıyorum. Çünkü yapımcılar her iki şekilde de kitabı mahvetme kapasitesine sahipler. Bu dizide daha çok oluyor. Dizi uzatıldıkça uzatılıyor, olaylar sırf izlensin diye çok farklılaştırılıyor. Filmde de oluyor böyle şeyler. Örneğin Percy Jackson. Cânım seriyi mahvettiler. Ama önümüzde çok başarılı örnekler de var film sektöründe. Bu sebeple film olan kitaplar.


5- Günde 5 sayfa okumak mı yoksa haftada 5 kitap mı?

   En kolay soru bu sanırım. Haftada beş kitabı görsem halay çekerim herhalde. Ama günde beş sayfa mı? Kendime hakaret olur bu. Bu yüzden haftada beş kitap.


6- Profesyonel bir yazar olmak ya da profesyonel bir yorumcu olmak mı?

   Bir şeyler yazmayı çok seviyorum, okulda düzenlenen yazı yarışmalarına da mutlaka katılırım. Ama bilgisayardaki yazı yazma uğraşlarım başarısızlıkla sonuçlandı. Çok çabuk sıkılıyorum yarattığım konudan . Yorum yapmaktan daha çok zevk alıyorum. Bu sebeple de bu blogu açtım zaten :) 


7- En sevdiğiniz 20 kitabı tekrar tekrar okumak mı yoksa her gün daha önce okumadığınız yeni bir kitap okumak mı?

   Okuduğum kitapları kolay kolay yeniden okumam. Okunacak bir sürü kitap ama çok az zaman var! Farklı dünyaların arasında kaybolmak varken neden aynı kitapları teker teker okuyayım ki?



8- Kütüphanede çalışmak mı kitap satıcısı olmak mı ?

   Kütüphanede çalışmak çile gibi bence. Düşünsenize, çocuklarınız bellediğiniz kitapları elalem ödünç alıyor, vaktinde getirmiyor, getirdiğinde kitabın sayfaları kopmuş, dağılmış oluyor. Bu sebeple bir kitapçı dükkanı açıp hayatımı yaşamak diyorum ben. 


9- Favori türünüzden kitaplar okumak mı yoksa favori türünüz hariç diğer her türden kitaplar okumak mı?

   Favori türüm fantastik. Bu yaz Fantastik Sendromu adını verdiğim bir hastalığa yakalandım. Tüm fantastik kitaplar bana aynı geliyordu, başka türler okumak istiyordum. Ama kaliteli fantastik kitaplar art arda okunursa bir sıkıntı yaratmaz bence. Bu nedenle fantastik. 


10- Sadece fiziksel kitap kopyalarını okumak mı yoksa sadece e-kitap okumak mı?

   Sevgili Asude'nin Facebook sayfasında paylaştığı bazı hikayelerini IPad'ime Adobe Reader'den indirip okumuştum. Ama hiçbir e-book bana bir kitabın verdiği hazzı veremez. Açık ara farkla fiziksel kitap!


   Sorularımız bu kadardı. Ben cevaplarken çok eğlendim, umarım siz de eğlenmişsinizdir. Ben de bu tagi okuyan herkesi mimliyorum! Yaparsanız mutlaka linkini yorum olarak bırakın. Şimdilik hoşçakalın! 












12 Eylül 2014 Cuma

Kitap Yorumu - Kayıp Ruhlar Şehri


                   

                   
   

      Arka Kapak


   New York Times çoksatarı "Ölümcül Oyuncaklar" serisi devam ediyor. 

   Tabii Jace, Clary ve Simon'ın başındaki tehlikeler de...
   Jace'le Clary yeniden karşılaştığında, Clary korkunç gerçekle yüzleşti. İblis Lilith'in büyüsü altındaki Jace, kötülüğün hizmetkarı olmuştu. 
   Gölge Avcıları şimdi ne yapacaktı? 
   Kaybedilen geri istenebilir miydi? 
   Aşk için ödenecek bedel, ne olabilirdi? 
   Günah ve kurtuluş işbirliği yaptığında, kime güvenmek gerekirdi?





   Serinin diğer kitaplarını okumayanlar için spoiler içerir.



   Heeyy!
    
   Uzun bir aradan sonra yeniden birlikteyiz!

   Bu yaz tatili benim için çok kötüydü. Çok sıkıntılı, stresli geçti. Umarım bir daha böyle bir yaz yaşamam. 

   Bu yüzden blogu daha çok post yazmak maksadıyla yazın açmama rağmen çok da aktif olamadım. 

  Okullar açıldığı için her zaman yorum yazamayabilirim ama gerçekten hayatımın en zor dönemlerinden birini yaşıyorum. Blog benim için bir ilaç gibi geliyor kimi zaman. Şu an gerçekten hiç takipçim yok ve yazdıklarımı kendi kendime okuyup duruyorum. Ama ileride takipçilerim olursa dünyanın en mutlu bloggerı ben olurum!

   Umarım bu satırları ileride başkaları da okur ve benim mutluluğuma, üzüntüme, kahkalarıma ve de göz yaşlarıma ortak olacak insanlar kazandırır bana bu blog. 

   Neyse, bu kadar melankoli yeter!

   Bugün sizlere harika bir kitabın yorumunu yapacağım.

   Kayıp Ruhlar Şehri!

   Ölümcül Oyuncaklar serisi çok sevdiğim bir seridir ama ilk 4 kitabı da tarafımdan sevilmesine rağmen çok da takık olduğum kitaplar değildi. Ama bu kitap! Allah'ım o nasıl bir üslup, nasıl bir hayal gücüdür? Cassandra sen insan mısın? Nasıl buluyorsun böyle şeyleri sen?

  Ben Camlar Şehri'ne güzel diyordum ama Kayıp Ruhlar Şehri, Camlar Şehri'nden 459628965 kat daha güzel!

   Bildiğiniz gibi bir önceki kitabın sonunda Lilith'in çizdiği mühürle Jace ve Sebastian birbirine bağlanmıştı, yani birine bir şey olursa öteki de zarar görecekti.

   Sebastian ve Jace'in bağlı olduğu mührün bir özelliği de bağlananlardan birinin iradesinin yok olması. Yani Jace iradesini kaybedip kendi istediklerini yapamıyor, Sebastian'ın istediklerini o da istiyor, onun yaptıklarını onaylıyor, Sebastian'dan aslında nefret etse de onu sevdiğini düşünüyor.

   Yani Jace Sebastian'ın kölesi haline geliyor!

   Bunun ne kadar feci bir şey olduğunu hayal edebilir misiniz? Yakışıklı, kaslı, komik, süper karakter Jace, Sebastian ne derse onu yapmak zorunda, çünkü kalbinin tam üstündeki lanet olası mühür uzun vadede yok edilemiyor.   

   Gölge Avcıları Meclisi ise Sebastian ile Jace'in kaybolduğunu fark edince onları aramaya başlıyorlar. 

   Ancak bir süre sonra bir sonuca varamadıklarından onları aramaktan vazgeçiyorlar. Bunu duyan Clary ve arkadaşları da Sebastian'ı öldürecek ama Jace'e zarar vermeyecek bir silah bulmaya çalışıyorlar. 

 - SPOILER -


   Kitapta en sinir olduklarım : Sözünü tutmayıp Simon ile Clary'nin konuşmalarını dinlediği için Seelie Kraliçesi, Kraliçenin verdiği yüzüğü aklı beş karış havada dolaşarak kaybetttiği için Clary, ikide bir oradan buradan çıkarak Alec'in kafasını karıştırdığından Camille, Magnus'un hiç yaşlanmamasını takıntı haline getirip abuk sabuk hareketler yapan Alec, kitabın alakasız bir yerinde karşımıza çıkıp ikili oynadığı için Meliorn, Clary'ye kız kardeşi olmasına rağmen ciddi ciddi asıldığı ve Jace'i kölesi yaptığı için Sebastian.


   Kitapta en sevdiklerim: Jace olduğu için Jace, (Cidden, Jace'i sevmem için ille de bir sebep olması gerektiğini mi düşündünüz? It's Jace, bitches.) bu kitapta gerçek bir kahraman gibi davranıp cesur olan ve sonunda sevmeye başladığım Simon, kardeşine anası gibi "Canavaeağğr!" diye bağırmayıp onu olduğu gibi kabul ettiği için Rebecca, olaylar karşısında soğukkanlılığını koruyup bir gölge avcısı gibi davranmaya başlayan, en kritik durumda bile doğru bir karar verebilen Clary.   

   - SPOILER BİTTİ -


   Fazla bir şey söylemiyorum. Baştan aşağı aksiyon, macera ve fantastik öge bulunan bu kitabı kesinlikle okumalısınız. Saydıklarımı sevmiyorsanız bile kitapta Jace var, daha ne istiyorsunuz?


   Puanım kesinlikle : 




                                                ^ 5 ^