YORUM: DEMİR KRAL
Julie Kagawa
Julie Kagawa
Arka Kapak
On altı yaş; kızların prensese dönüştüğü, gerçek aşkı bulduğu, yıldızların onun için parladığı ve yakışıklı prensin onu günbatımına taşıdığı o özel yaş...
Benim için öyle olacağını hiç sanmıyorum.
On altıncı yaş günümde kardeşim kaçırıldı.
Periler tarafından.
Onu geri alacağım!
MEGHAN CHASE'İN GİZLİ BİR KADERİ VAR.
HAYALİNİ BİLE KURAMAYACAĞI, EFSANEVİ KARAKTERLER VE FANTASTİK MACERALARLA DOLU BİR KADER.
Evde ve okulda çevresine uyum sağlayamayan Meghan on altıncı yaş gününde hayatında bir terslik olduğunu hisseder. Karanlık bir yabancı onu izlemeye ve muzip dostu aşırı korumacı davranmaya başlamıştır. Ancak gerçek, bütün tahminlerin ötesindedir; genç kız, efsanevi bir peri kralının kızı ve ölümcül bir savaşın en önemli piyonudur.
Bu gerçekle yüzleşen Meghan, kardeşini perilerden kurtarmak, hiçbir perinin yüzleşemeyeceği gizemli bir canavarı durdurmak ve doğuştan hakkı olan güçleri yönetmek için ne kadar ileri gidebileceğine kendi bile şaşıracaktır.
Bu macerada ona tuhaf bir ekip eşlik edecektir: en yakın dostu, fazlasıyla ilgili ve şakacı Puck; sürekli ortadan kaybolan kedi Grimalkin ve yasak aşkın vücut bulmuş hali, soğuk kalpli Prens Ash.
Merhabalar! Günler sonra yeni bir kitap yorumu ile karşınızdayım. Blogumla ilgilenmeyi çok seviyorum aslında ama Ramazan ayında olduğumuzdan oruç tutuyorum ve gün içinde çok yorgun oluyorum. Sanırım kan şekerim biraz düşük çünkü arada tatlı şeyler yemem gerekiyor, yoksa biraz bitkin olabiliyorum. E oruçluyken de enerjisiz, negatif, somurtkan olduğumdan içimden evden çıkmak bile gelmiyor. Annemin zorlamasıyla çıkıyorum ama dolaşırken çok yoruluyorum. Velhasılıkelâm oruçluyken post yazamıyorum :) (Vay be, çok havalı kelime, cuk oturdu buraya :D )
Lafı fazla uzatmıyorum, yoruma geçelim.
YORUM
Kitabın tanıtımını gördüğümde oldukça etkilenmiş ve kapağına bayılmıştım. Gerçekten çok iyi bir kapak. Ancak kitap hakkında aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.
Başlar oldukça iyi gidiyordu, ana karakterimiz olan Meghan'ın günlük hayatı, okulda fakir olduğundan dolayı eziklenmesi vs. anlatılıyordu. İlk kısımlarda karakterin duyguları iyi yansıtılmıştı ve heyecanlıydı.
Ancak zamanla kitap sürükleyiciliğini kaybetti. Kız Periler Diyarı'na girdiğinde karşılaştığı canlılar birçok mitolojiden alıntıydı. Yazar İrlanda, İskandinav, Yunan, Kelt mitolojisini birleştirip ortaya tuhaf bir çorba çıkartmış. Ve bahsi geçen yaratıklarımız benim en sevmediğim şekilde, yani sayfa altında küçük şekilde, yıldız konularak açıklanmış. Böyle olmasından nefret ediyorum. Bence baş karakterin bilmediği bir şey ortaya atıldığında bu şey karakterin yanında duran kişi tarafından açıklanmalı. Karakter bunu bizimle birlikte öğrenmeli. Ama bu kitapta bu yoktu ve bu yüzden Meghan'a bir türlü ısınamadım.
Kızın yaptığı çoğu şey çok saçmaydı. Olurolmaz'a (Periler Diyarı) kardeşini aramak için gidiyor ama kardeşini ararken burnunu sokmadığı şey kalmıyor.
Kurgu da basitti. Kitabımız Demir Kral, Demir Periler serisinin ilk kitabı. Şimdi buradaki ironiye dikkat çekeceğim. Bildiğiniz üzere demir perileri yakar. Çoğu filme de konu olmuştur bu. Periler demire dokunursa ölürler, güçleri azalır. Ama buradaki çelişki had safhada. Serinin adının Demir Periler olmasını uzunca süre yadırgadım.
Ama Demir Periler meğerse asıl konuymuş. Kitabı okuyanlar bilirler, bunu kitabın bitmesine 100 küsür sayfa kala öğreniyoruz. Ve bu beni çileden çıkarttı. En sinir olduğum şeylerden birisi de kitabın asıl mevzusunun sonlara doğru öğrenilmesi. Kardeşim ben o kadar sayfayı boşuna mı okudum? Sen kitapta
-spoiler- baş karakteri bir kediyle tanıştırıyorsun, onun asıl babasının Erlking olduğunu ortaya çıkarıyorsun, kızı prenses olmasına rağmen bir mutfakta hizmetçi yapıyorsun, sonra oradan kurtarıp gerçek dünyaya çıkartıyorsun, daha sonra bir bardaki devi kurtararak kızın Olurolmaz'a geri dönmesini sağlıyorsun, daha sonra kızı Romeo Juliet misali komşu krallığın prensiyle öpüştürüyorsun, ayrıca tüm bunlar olurken kızın başını sürekli derde sokuyorsun. Ama kızı isteyenlerin başkaları olduğunu, bunlara Demir Periler dendiğini ve bunların demire karşı bağışıklığı olduğunu kitabın sonuna doğru söylüyorsun! Yapma bunu işte!
Tamam, sakin.
Spoiler bitti.
Kısacası Demir Kral benim çok memnun kalmadığım ve hayal kırıklığına uğradığım bir kitap oldu. Kitabın arka kapağındaki "gözünü intikam bürümüş, hırslı ve ailesi uğruna her şeyi yapabilecek kız" tasvirine de inanmayın derim, abartmışlar.
Ben bu kitabı hiç beğenmedim ama beğenenler de olmuş, dolayısıyla isterseniz bir şans verebilirsiniz.
Ancak yine de benim puanım:
^ 2 ^
